1 Yıl Önce 1 Yıl Sonra: Hukuk ve Demokrasi İçin Sorumluluk

Türkiye, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişiminin ardından, demokratik  ortamın daha sağlam biçimde tesis edilmesi yolunda önemli bir fırsat yakaladı. Darbe girişiminin yıl dönümünü idrak ettiğimiz bugün, aradan geçen 1 yıllık sürede bu fırsatın nasıl değerlendirildiği üzerine düşünmeyi anlamlı buluyoruz.

Halkın iradesi tüm demokrasilerde belirleyici unsurdur. Bu iradeyi ve onu temsil eden Meclisi devre dışı bırakmayı hedefleyen her türlü müdahalenin kabul edilemez olduğunu yineliyor, darbe girişimini bir kez daha kınıyoruz.

Bunun yanında, OHAL döneminde işletilen tedbirler ve çıkarılan KHK’lerin anayasaya uygunluğunun, demokrasinin yapı taşı olan hukukun üstünlüğü bakımından vazgeçilmez olduğu açıktır.

Anayasa değişikliği ile birlikte, önümüzdeki günlerde yasama, yürütme ve yargı alanlarını doğrudan etkileyecek pek çok kurumsal değişiklik hayata geçecek. Bizler tüm bu değişiklikleri, hukukun ve demokrasinin hakkının teslim edildiği bir ülkede yaşama imkânını güçlendiren fırsatlar olarak görmek istiyoruz. OHAL’in amacı doğrultusunda ve hukuk devleti sınırlarında kalması ile temel hak ve özgürlüklerin korunmasının, bu reformların nasıl hayata geçeceği ile doğrudan bağlantılı olduğunun farkındayız. Bu sebeple, değişikliklerin bir yandan denge denetleme sistemini güçlendirerek, diğer yandan da toplumun farklı kesimlerinin görüşlerini yansıtacak şekilde kapsayıcı bir anlayışla yapılması gereğine dikkat çekiyoruz. Aynı ülkede bir arada yaşayanlar olarak diyalog ve uzlaşı içinde kalmamız ve darbe başta olmak üzere her türlü antidemokratik müdahalenin karşısında hep birlikte durabilme gücü bulmamız da ancak böyle mümkündür.

Önümüzdeki dönemde gündeme gelecek kurumsal değişikliklerin denge denetleme ilkeleri gözetilerek gerçekleştirilmesini sağlamak için özgürlükçü bir ortamın temin edilmesi birincil esastır. Geçen yıl bu zamanlarda demokrasinin vesayet altına alınması karşısında ortak söz ve irade üretmeyi başaran yetki sahipleri, bundan sonra da, hukuk devleti ve insan haklarının güvence altında olduğu bir gelecek adına sorumluluk taşıyarak hareket etmelidir. Bu sorumluluğun, dolayısıyla demokrasiyi kayıtsız şartsız bir tutarlılıkla güvence altına almanın gereği, OHAL koşullarının bir an önce ortadan kaldırılması ve normalleşme sürecinin başlatılmasıdır.

Darbe girişiminde hayatını kaybeden ve yaralanan vatandaşlarımız ile güvenlik güçlerimizi saygıyla anarken, önümüzdeki dönemin demokrasimiz adına hepimizin içine sinen gerçek kazanımlara yol açmasını temenni ediyoruz.

Farklı düşünüyoruz, bir arada çözüyoruz!
BİZE KATILIN